Sitenin sağında bir giydirme reklam

Saadet Partisi Gaziantep İl Gençlik Kolları’ndan basın açıklaması

Gündem 05.04.2025 - 14:04
 

Saadet Partisi Gaziantep İl Gençlik Kolları’ndan basın açıklaması

Saadet Partisi Gaziantep İl Gençlik Kolları basın açıklamasında bulundu.
Saadet Partisi Gaziantep İl Gençlik Kolları Basın Açıklaması   Muhterem hazirun, kıymetli vatandaşlarımız hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyoruz. Bugün, Gazze’deki soykırım devam ederken, İsrail’in katliamları her geçen gün şiddetini artırıyor. 7 Ekim'den bu yana, İsrail ordusu Gazze’ye yönelik saldırılarla 50 binden fazla masum insanın hayatını kaybetmesine sebep oldu. Ancak bu vahşeti bütün Dünya gibi sessiz bir şekilde biz de yalnızca izliyoruz. İslam alemi olarak gücümüz kalmadığını kabul etmiş kafamızı kuma gömmüş ve ölüm çığlıklarını işitirken hiçbir şey yapmadan sadece seyrediyoruz. Filistinli çocukların ve masumların ölümüne göz yummaktan başka bir şey yapmıyoruz. Yetmezmişcesine ülkemizi kavuran yapay gündemlerle savuruluyor, keyfi uygulamalarla daha da yoruluyoruz. Maalesef insanlarımıza ve siyasetçilerimize yapılan hukuksuzlukları konuşmak zorunda kalıyoruz. Ancak Acı olan şey, artık bölgemizde ki karışıklığın gündem halinde olmamasıdır. Acı olan şey bölgemizden gelen can kayıplarına alışmış olmamızdır. Her geçen gün yeni bir katliam haberiyle karşılaşıyoruz, ama biz bu vahşeti bir rakam gibi görüyor, her yeni acıyı alışılmış bir durum olarak kabul ediyoruz. Sistematik bir soykırım ile karşı karşıyayız ve buna karşı gösterdiğimiz sessizlik, bizleri tarihi bir suçun ortakları yapmaktadır. Bugün burada, hemen yanı başımıza kadar gelen Bu Siyonist saldırganlığın Türkiye’nin gerçek gündemi olduğunu haykırmaya geldik. Ancak bu haykırış yalnızca bir duygu ifadesi değil, aynı zamanda sözden eyleme geçilmesi gerektiği çağrısıdır. Artık ne olacaksa olsun, saltanatımız/iktidarımız elimizden gitsin. Saraylarının ve iktidarların yıkılmaması için mücadele edenler de şunu bilsin Saraylar saltanatlar çöker kan susar birgün zulüm biter. menekşelerde açılır üstümüzde leylaklarda güler. bugünlerden geriye, bir yarına gidenler kalır bir de yarınlar için direnenler...     Yeter ki dinsin, durulsun şu kıyım. Gazze'deki çocuklar, sürekli bombalar, hava saldırıları ve çatışmalarla yaşıyorlar. Orada çocukların en büyük isteği sadece "bugün hayatta kalmak". Bir sonraki bombanın, füzenin veya saldırının nerede olacağına dair hiçbir fikirleri yok. Bu belirsizlik ve korku, hayatın her alanını kaplamış durumda. Her an kaybolma, her an sevdiklerinden birini kaybetme ihtimaliyle yaşamak, hiçbir çocuğun hak etmediği bir yük. Bugün bizim çocuklarımızın böyle dertleri yok değil mi ? Bugün biz bu olanları ekranlardan izlerken olayların bize olan yakınlığının ne kadar farkındayız ? İsrail ordusu; geçtiğimiz günlerde Şam, Hama ve Humus dahil 5 farklı noktayı vurmuş ve yine sivilleri öldürmüştür. İsrailli yetkili ise, "Esas amacımız Türkiye'ye mesaj vermek." Demiştir. Bizler ise Sessizliğimiz her geçen gün daha da derinleştiği bugünlerde, ülkemizin, toplumumuzun huzurunu kaçıran hukuksuz ve yapay gündemlerle meşgul edilmekteyiz. Ülkemiz yapılan haksızlıklarla yorulur ve gerçek gündemleri konuşmaktan uzak bir halde tutulur iken; siyonist rejim ve hamisi ABD ise bölgemizde vahşet planlarını uygulamaya devam etmektedir. Suriye’nin muhtelif noktalarını vuran siyonist rejimin saldırılarını ve devamında ki açıklamaları hep beraber takip ediyoruz. Gazze ile başlayan süreç bir trajediye dönmüşken, halkı Müslüman devletlerin, tepkisiz ve davetiye çıkaran halleri ile saldırılar önce Lübnan’a ve devamında sayısız İslam beldesinin bombalanarak onlarca insanın hayatını kaybetmesiyle artık bir diğer İslam diyarı Yemen’e taşınmış durumdadır. Gazze’nin yanında onurla ve şerefle duran Yemenliler maalesef bu duruşunun bedelini sivil can kayıplarıyla ödemektedir. Yemenlilere bedel ödetilirken, siyonist rejim son olarak da Suriye’de ki değişimi fırsat bilerek zayıf durumda ki Suriye topraklarına gözünü dikmiş ve pervasızca Suriye topraklarına saldırmaktadır. Fırsattan istifade işgal ettiği stratejik tepelerle yetinmeyen rejim Suriye’nin hava ve toprak sahasına tecavüzlerini sürdürmekte, Suriye’de ki tüm askeri üslere etkili saldırılar düzenlemektedir. Henüz birkaç gün önce yapılan saldırılarda Hama, Humus ve Şam’da ki askeri noktalar vurulmuş ve birçok kesime göz dağı verilmişken ülkemizin gündeminde ise halen hükümetin aktör olduğu yapay meseleler konuşulmaktadır.   Hatayımıza 100 km bile uzaklıkta olmayan Hama’ya ve yine 300 km uzaklıkta olmayan diğer noktalara saldırılar yapılırken bu göz dağının kime verildiği artık ülkemizin gündemidir. Saadet Partisi olarak bölgedeki istikrarsızlığın siyonizm ve hamilerine yarayacağını daha önce de ifade etmiştik. Bu hususta tekraren hatırlatıyoruz; “Siyonist Saldırganlık, Türkiye’nin Gerçek Gündemidir” Kapımızda bunlar yaşanırken Gazzede katliamlar sürerken bizler Saadet Partisi Gençlik Kolları olarak bugün Türkiyemizin dört bir yanında meydanlardayız. Edirne’den Kars’a Samsun’dan Hataya İzmir’den Diyarbakır’a insanlığa sesleniyoruz. Vicdanlara sesleniyoruz. Kalplere sesleniyoruz. “Rabbim Siyonist İsrail’i Kahru Perişan Eylesin.” Diyoruz dua ediyoruz da peki ya biz ne yapacağız ? Ülkemiz ne yapacak? 3 Ekim 2024 tarihinde TBMM’nin 28. Dönem 3. Yasama yılı açılışında Sayın Cumhurbaşkanımız İsrail'in Filistin ve Lübnan'dan sonra Türkiye'ye 'gözünü dikeceğini' söylemişti: “ Antakya ile Gazze arası, Ankara ile Aydın arası kadardır. Türkiye, Lübnan'a arabayla sadece 2.5 saat uzaklıktadır. Yani işgal, terör, saldırganlık yanı başımızdadır" diyerek İsrail’in saldırılarının Türkiye’nin milli güvenliği için büyük bir sorun olduğunun altını çizilmişti. 2 Nisan 2025’de ne oldu peki ? İsrail Suriyedeki T4 Hava üssünü hedef alıp, kullanılamaz hale getirdi. Sizler Erbakan hocamızın sözlerini bizden daha iyi biliyorsunuz. Bir gün mesele Suriye olursa bilin ki hedef Türkiye'dir diyen Erbakan hocamızın çözüm reçetelerini ne zaman uygulayacaksınız ? Yine İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Paris'te yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Suriye’deki rolünü ve Türk himayesi altındaki bölgeler için gösterdiği çabaları açıkça dile getirmiştir. Oysa bizler, bu tür söylemlerin ve tehditlerin karşısında sessiz kalmamamız gerektiğini düşünüyoruz. Suriye’nin egemenliği, tıpkı Filistin toprakları gibi Türkiye’nin sorumluluğundadır ve bu konuda güçlü bir duruş sergilemeliyiz. Aksi taktirde planı tıkır tıkır işleyen Siyonist İsrailin yarın kapımıza dayanacağı açıktır Yanı başımızda yaşanan olaylara sessiz mi kalacağız ? Filistin için Filistinli masum çocuklar için sessiz mi kalacağız ?   Yoksa Hala Birleşmiş Milletlerden mi medet umacağız? İlk icraat olarak İsrail’in devlet olarak tanınmasını resmiyete döken bir kuruluşun, Filistin halkı için ne yapabileceğini bekliyoruz? İsrail’in katliamlarına göz yuman bu kurumdan ne bekleyebiliriz? Boykotun çok da popüler olduğu şu günlerde Türkiye'den İsrail'e petrol, demir, çelik, çimento, dikenli tel sevkiyatı olurken starbucks basma, coca-cola dökme gibi boş eylemlerden vazgeçip israil ile ticarete devam eden "yerli ve milli" firmaları ne zaman boykot edeceğiz ? Hükümetimizin bakanları milletvekilleri yandaşları sahaya inip, petrol sevk eden, dikenli tel sevk eden demir sevk eden firmaların önünde ne zaman boykot yapacaklar ? Bizler, Türkiye Cumhuriyetinin vicdanı hala kaybolmamış gençleri olarak, İslam dünyası ve tüm insanlık için,  adaletin, barışın ve özgürlüğün sağlanması gerektiğinin farkındayız. Bundan sonra laftan öteye geçilmeli ve mutlaka harekete geçilmelidir.  “Acaba bugün ölecek miyim?” sorusu kazılıp atılmadan çocukların zihninden hiçbirimiz rahat uyumayacağız. Bugün, burada, Türkiye’nin, İslam dünyasının ve tüm insanlığın adalet ve özgürlük adına hareket etmesi gerektiğini haykırıyoruz. Bizim tarihi sorumluluğumuz, Filistin halkının yanındayız demekle sınırlı kalmamalıdır. Bu zulme karşı sesimizi yükseltmek ve eyleme geçmek artık bir zorunluluk olmuştur. Bu Siyonist saldırganlık artık maalesef Türkiye’nin gerçek gündemidir. Saadet Partisi Gençlik Kolları olarak, İsrail’in Gazze’deki katliamlarına karşı sesimizi yükseltmeye ve tüm insanlıkla birlikte bu zulme son vermek için mücadele etmeye kararlıyız. Adalet, barış ve özgürlük için her türlü çabayı göstereceğiz. Bizler şehitlerimizi de unutturmayacağız.! Şeyh Ahmed Yasini unutturmayacağız. Tekerlekli sandalyesinde, felçli bedenine rağmen, işgalciye meydan okuyarak bir halkın onurunu temsil eden. lideri unutturmayacağız. Dr. Abdel Aziz al-Rantisi’yi unutturmayacağız. Razan el-Najjarı İnsanlığın vicdanı olan Rachel Corrie’yi Gazzeli çocuklara umut götürürken, onlarla birlikte şehadete yürüyen Ayşenur Ezgi Eygi’yi Türkiyenin tam merkezinde iktidarın yüzüne baka baka İsrail ile olan ticareti yüzlerine haykıran şehit Hasan Bitmez’i İsmail Haniyye’yi Muhammed Deif’i Yahya Sinvar’ı,  şehadetine saniyeler kala attığı o sopayı tüm insanlığın suratına attığını da unutturmayacağız. Filistin için hayatını kaybeden şehitlerimizi unutturmayacağımız gibi Onlar için ticareti kesmeyenleri, varil başına 1.27 dolar alıyoruz diyenleri, ülkemiz üzerinden petrol sevkiyatı devam ettirenleri, limanlarımızı İsrail’e mühimmat götüren gemilere açanları da unutturmayacağız.   Türkiye’nin, İslam aleminin ve tüm insanlığın bölgemizde yaşananlar için bu tarihi sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini tekrar vurguluyoruz. Gereken her şey yapılmalıdır, artık laf değil, eylem zamanıdır. Bundan sonrası için, Türkiye Cumhuriyeti ve İslam dünyası olarak, Gazze ve Suriye’deki bu zulme karşı güçlü bir duruş sergilememiz gerektiğini vurguluyoruz. Bu noktada, demokrasimizin ve hukuk sistemimizin de güçlü bir şekilde korunması gerektiğini hatırlatıyoruz. Ülkemiz Diploma ile başlayan tutuklamalar ile devam eden demokrasi cenderesinden bir an önce kurtulmalı ve asıl gündemlerine geri dönmelidir. Ülkemizin geleceği, diplomaların ve yargı süreçlerinin etrafında dönen siyasi hesaplarla şekillendirilmemelidir. Aksi takdirde, ülkemizin karşılaşacağı sıkıntılı süreçlere güçlü şekilde karşı koyamayız. Adil demokrasi ve hukukun üstünlüğü, ulusal çıkarlarımızın teminatıdır. Saadet Partisi Gençlik Kolları olarak, İsrail’in Gazze’deki katliamlarına ve Suriye’ye yönelik tehditlere karşı sesimizi yükseltmeye ve tüm insanlıkla birlikte bu zulme son vermek için mücadele etmeye kararlıyız. Adalet, barış ve özgürlük için her türlü çabayı göstereceğiz.
Saadet Partisi Gaziantep İl Gençlik Kolları basın açıklamasında bulundu.

Saadet Partisi Gaziantep İl Gençlik Kolları Basın Açıklaması

 

Muhterem hazirun, kıymetli vatandaşlarımız hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyoruz.

Bugün, Gazze’deki soykırım devam ederken, İsrail’in katliamları her geçen gün şiddetini artırıyor. 7 Ekim'den bu yana, İsrail ordusu Gazze’ye yönelik saldırılarla 50 binden fazla masum insanın hayatını kaybetmesine sebep oldu. Ancak bu vahşeti bütün Dünya gibi sessiz bir şekilde biz de yalnızca izliyoruz. İslam alemi olarak gücümüz kalmadığını kabul etmiş kafamızı kuma gömmüş ve ölüm çığlıklarını işitirken hiçbir şey yapmadan sadece seyrediyoruz. Filistinli çocukların ve masumların ölümüne göz yummaktan başka bir şey yapmıyoruz.

Yetmezmişcesine ülkemizi kavuran yapay gündemlerle savuruluyor, keyfi uygulamalarla daha da yoruluyoruz. Maalesef insanlarımıza ve siyasetçilerimize yapılan hukuksuzlukları konuşmak zorunda kalıyoruz. Ancak Acı olan şey, artık bölgemizde ki karışıklığın gündem halinde olmamasıdır. Acı olan şey bölgemizden gelen can kayıplarına alışmış olmamızdır. Her geçen gün yeni bir katliam haberiyle karşılaşıyoruz, ama biz bu vahşeti bir rakam gibi görüyor, her yeni acıyı alışılmış bir durum olarak kabul ediyoruz. Sistematik bir soykırım ile karşı karşıyayız ve buna karşı gösterdiğimiz sessizlik, bizleri tarihi bir suçun ortakları yapmaktadır.

Bugün burada, hemen yanı başımıza kadar gelen Bu Siyonist saldırganlığın Türkiye’nin gerçek gündemi olduğunu haykırmaya geldik. Ancak bu haykırış yalnızca bir duygu ifadesi değil, aynı zamanda sözden eyleme geçilmesi gerektiği çağrısıdır. Artık ne olacaksa olsun, saltanatımız/iktidarımız elimizden gitsin.

Saraylarının ve iktidarların yıkılmaması için mücadele edenler de şunu bilsin

Saraylar saltanatlar çöker

kan susar birgün

zulüm biter.

menekşelerde açılır üstümüzde

leylaklarda güler.

bugünlerden geriye,

bir yarına gidenler kalır

bir de yarınlar için direnenler...

 

 

Yeter ki dinsin, durulsun şu kıyım.

Gazze'deki çocuklar, sürekli bombalar, hava saldırıları ve çatışmalarla yaşıyorlar. Orada çocukların en büyük isteği sadece "bugün hayatta kalmak". Bir sonraki bombanın, füzenin veya saldırının nerede olacağına dair hiçbir fikirleri yok.

Bu belirsizlik ve korku, hayatın her alanını kaplamış durumda. Her an kaybolma, her an sevdiklerinden birini kaybetme ihtimaliyle yaşamak, hiçbir çocuğun hak etmediği bir yük.

Bugün bizim çocuklarımızın böyle dertleri yok değil mi ?

Bugün biz bu olanları ekranlardan izlerken olayların bize olan yakınlığının ne kadar farkındayız ?

İsrail ordusu; geçtiğimiz günlerde Şam, Hama ve Humus dahil 5 farklı noktayı vurmuş ve yine sivilleri öldürmüştür. İsrailli yetkili ise, "Esas amacımız Türkiye'ye mesaj vermek." Demiştir.

Bizler ise Sessizliğimiz her geçen gün daha da derinleştiği bugünlerde, ülkemizin, toplumumuzun huzurunu kaçıran hukuksuz ve yapay gündemlerle meşgul edilmekteyiz.

Ülkemiz yapılan haksızlıklarla yorulur ve gerçek gündemleri konuşmaktan uzak bir halde tutulur iken; siyonist rejim ve hamisi ABD ise bölgemizde vahşet planlarını uygulamaya devam etmektedir.

Suriye’nin muhtelif noktalarını vuran siyonist rejimin saldırılarını ve devamında ki açıklamaları hep beraber takip ediyoruz. Gazze ile başlayan süreç bir trajediye dönmüşken, halkı Müslüman devletlerin, tepkisiz ve davetiye çıkaran halleri ile saldırılar önce Lübnan’a ve devamında sayısız İslam beldesinin bombalanarak onlarca insanın hayatını kaybetmesiyle artık bir diğer İslam diyarı Yemen’e taşınmış durumdadır.

Gazze’nin yanında onurla ve şerefle duran Yemenliler maalesef bu duruşunun bedelini sivil can kayıplarıyla ödemektedir.

Yemenlilere bedel ödetilirken, siyonist rejim son olarak da Suriye’de ki değişimi fırsat bilerek zayıf durumda ki Suriye topraklarına gözünü dikmiş ve pervasızca Suriye topraklarına saldırmaktadır.

Fırsattan istifade işgal ettiği stratejik tepelerle yetinmeyen rejim Suriye’nin hava ve toprak sahasına tecavüzlerini sürdürmekte, Suriye’de ki tüm askeri üslere etkili saldırılar düzenlemektedir.

Henüz birkaç gün önce yapılan saldırılarda Hama, Humus ve Şam’da ki askeri noktalar vurulmuş ve birçok kesime göz dağı verilmişken ülkemizin gündeminde ise halen hükümetin aktör olduğu yapay meseleler konuşulmaktadır.

 

Hatayımıza 100 km bile uzaklıkta olmayan Hama’ya ve yine 300 km uzaklıkta olmayan diğer noktalara saldırılar yapılırken bu göz dağının kime verildiği artık ülkemizin gündemidir.

Saadet Partisi olarak bölgedeki istikrarsızlığın siyonizm ve hamilerine yarayacağını daha önce de ifade etmiştik. Bu hususta tekraren hatırlatıyoruz;

“Siyonist Saldırganlık, Türkiye’nin Gerçek Gündemidir”

Kapımızda bunlar yaşanırken Gazzede katliamlar sürerken bizler Saadet Partisi Gençlik Kolları olarak bugün Türkiyemizin dört bir yanında meydanlardayız.

Edirne’den Kars’a Samsun’dan Hataya İzmir’den Diyarbakır’a insanlığa sesleniyoruz. Vicdanlara sesleniyoruz. Kalplere sesleniyoruz.

“Rabbim Siyonist İsrail’i Kahru Perişan Eylesin.” Diyoruz dua ediyoruz da peki ya biz ne yapacağız ? Ülkemiz ne yapacak?

3 Ekim 2024 tarihinde TBMM’nin 28. Dönem 3. Yasama yılı açılışında Sayın Cumhurbaşkanımız İsrail'in Filistin ve Lübnan'dan sonra Türkiye'ye 'gözünü dikeceğini' söylemişti:

Antakya ile Gazze arası, Ankara ile Aydın arası kadardır. Türkiye, Lübnan'a arabayla sadece 2.5 saat uzaklıktadır. Yani işgal, terör, saldırganlık yanı başımızdadır" diyerek İsrail’in saldırılarının Türkiye’nin milli güvenliği için büyük bir sorun olduğunun altını çizilmişti.

2 Nisan 2025’de ne oldu peki ?

İsrail Suriyedeki T4 Hava üssünü hedef alıp, kullanılamaz hale getirdi.

Sizler Erbakan hocamızın sözlerini bizden daha iyi biliyorsunuz.

Bir gün mesele Suriye olursa bilin ki hedef Türkiye'dir diyen Erbakan hocamızın çözüm reçetelerini ne zaman uygulayacaksınız ?

Yine İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Paris'te yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Suriye’deki rolünü ve Türk himayesi altındaki bölgeler için gösterdiği çabaları açıkça dile getirmiştir. Oysa bizler, bu tür söylemlerin ve tehditlerin karşısında sessiz kalmamamız gerektiğini düşünüyoruz. Suriye’nin egemenliği, tıpkı Filistin toprakları gibi Türkiye’nin sorumluluğundadır ve bu konuda güçlü bir duruş sergilemeliyiz. Aksi taktirde planı tıkır tıkır işleyen Siyonist İsrailin yarın kapımıza dayanacağı açıktır

Yanı başımızda yaşanan olaylara sessiz mi kalacağız ?

Filistin için Filistinli masum çocuklar için sessiz mi kalacağız ?

 

Yoksa Hala Birleşmiş Milletlerden mi medet umacağız? İlk icraat olarak İsrail’in devlet olarak tanınmasını resmiyete döken bir kuruluşun, Filistin halkı için ne yapabileceğini bekliyoruz? İsrail’in katliamlarına göz yuman bu kurumdan ne bekleyebiliriz?

Boykotun çok da popüler olduğu şu günlerde Türkiye'den İsrail'e petrol, demir, çelik, çimento, dikenli tel sevkiyatı olurken starbucks basma, coca-cola dökme gibi boş eylemlerden vazgeçip israil ile ticarete devam eden "yerli ve milli" firmaları ne zaman boykot edeceğiz ?

Hükümetimizin bakanları milletvekilleri yandaşları sahaya inip, petrol sevk eden, dikenli tel sevk eden demir sevk eden firmaların önünde ne zaman boykot yapacaklar ?

Bizler, Türkiye Cumhuriyetinin vicdanı hala kaybolmamış gençleri olarak, İslam dünyası ve tüm insanlık için,  adaletin, barışın ve özgürlüğün sağlanması gerektiğinin farkındayız. Bundan sonra laftan öteye geçilmeli ve mutlaka harekete geçilmelidir.

 “Acaba bugün ölecek miyim?” sorusu kazılıp atılmadan çocukların zihninden hiçbirimiz rahat uyumayacağız.

Bugün, burada, Türkiye’nin, İslam dünyasının ve tüm insanlığın adalet ve özgürlük adına hareket etmesi gerektiğini haykırıyoruz.

Bizim tarihi sorumluluğumuz, Filistin halkının yanındayız demekle sınırlı kalmamalıdır. Bu zulme karşı sesimizi yükseltmek ve eyleme geçmek artık bir zorunluluk olmuştur. Bu Siyonist saldırganlık artık maalesef Türkiye’nin gerçek gündemidir.

Saadet Partisi Gençlik Kolları olarak, İsrail’in Gazze’deki katliamlarına karşı sesimizi yükseltmeye ve tüm insanlıkla birlikte bu zulme son vermek için mücadele etmeye kararlıyız. Adalet, barış ve özgürlük için her türlü çabayı göstereceğiz.

Bizler şehitlerimizi de unutturmayacağız.!

Şeyh Ahmed Yasini unutturmayacağız.

Tekerlekli sandalyesinde, felçli bedenine rağmen, işgalciye meydan okuyarak bir halkın onurunu temsil eden. lideri unutturmayacağız.

Dr. Abdel Aziz al-Rantisi’yi unutturmayacağız.

Razan el-Najjarı

İnsanlığın vicdanı olan Rachel Corrie’yi

Gazzeli çocuklara umut götürürken, onlarla birlikte şehadete yürüyen Ayşenur Ezgi Eygi’yi

Türkiyenin tam merkezinde iktidarın yüzüne baka baka İsrail ile olan ticareti yüzlerine haykıran şehit Hasan Bitmez’i

İsmail Haniyye’yi

Muhammed Deif’i

Yahya Sinvar’ı,  şehadetine saniyeler kala attığı o sopayı tüm insanlığın suratına attığını da unutturmayacağız.

Filistin için hayatını kaybeden şehitlerimizi unutturmayacağımız gibi

Onlar için ticareti kesmeyenleri, varil başına 1.27 dolar alıyoruz diyenleri, ülkemiz üzerinden petrol sevkiyatı devam ettirenleri, limanlarımızı İsrail’e mühimmat götüren gemilere açanları da unutturmayacağız.

 

Türkiye’nin, İslam aleminin ve tüm insanlığın bölgemizde yaşananlar için bu tarihi sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini tekrar vurguluyoruz. Gereken her şey yapılmalıdır, artık laf değil, eylem zamanıdır.

Bundan sonrası için, Türkiye Cumhuriyeti ve İslam dünyası olarak, Gazze ve Suriye’deki bu zulme karşı güçlü bir duruş sergilememiz gerektiğini vurguluyoruz.

Bu noktada, demokrasimizin ve hukuk sistemimizin de güçlü bir şekilde korunması gerektiğini hatırlatıyoruz. Ülkemiz Diploma ile başlayan tutuklamalar ile devam eden demokrasi cenderesinden bir an önce kurtulmalı ve asıl gündemlerine geri dönmelidir. Ülkemizin geleceği, diplomaların ve yargı süreçlerinin etrafında dönen siyasi hesaplarla şekillendirilmemelidir. Aksi takdirde, ülkemizin karşılaşacağı sıkıntılı süreçlere güçlü şekilde karşı koyamayız. Adil demokrasi ve hukukun üstünlüğü, ulusal çıkarlarımızın teminatıdır.

Saadet Partisi Gençlik Kolları olarak, İsrail’in Gazze’deki katliamlarına ve Suriye’ye yönelik tehditlere karşı sesimizi yükseltmeye ve tüm insanlıkla birlikte bu zulme son vermek için mücadele etmeye kararlıyız. Adalet, barış ve özgürlük için her türlü çabayı göstereceğiz.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve milletgazetesi27.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.