Beyne pıhtı atmasında ilk 4,5 saat çok kritik

Sağlık 25.03.2024 - 15:26, Güncelleme: 25.03.2024 - 15:27
 

Beyne pıhtı atmasında ilk 4,5 saat çok kritik

Damarlardan pıhtı atmasının en sık 50-70 yaş aralığında görülmekle birlikte, her yaşta görülebileceğini belirten İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, beyne pıhtı atması durumunda çeşitli bulguların görülebileceğini söyledi. Beyne pıhtı atmasının bir nörolojik acil durum olduğunu belirten Prof. Dr. Topçuoğlu, müdahalede ilk 4,5 saatin çok kritik olduğuna dikkat çekti. Özellikle 50 yaşından sonra ama genel olarak tüm bireylerde tansiyon, kolesterol, kan şekerleri kontrol altında olması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Topçuoğlu, bireyin sağlık durumuna uygun beslenmesi gerektiğini, beyne pıhtı atmasının ana kaynakları olan kalp ve beyin damarları kontrollerinin düzenli yapılmasını tavsiye etti.
İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, damarlarda pıhtı oluşması ve inme riskine ilişkin değerlendirmede bulundu. Pıhtının iki yolu var Beyin damarlarına atılan pıhtının temelde iki yolu olduğunu belirten Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, “Bunlardan ilki kalpten atılan pıhtılar diğeri ise damarlardan atılan pıhtılardır” dedi. Pıhtı oluşmasının pek çok nedeni var Damarlarda pıhtı oluşmasının nedenlerine değinen Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, “Ateroskleroz (damar sertliği) damar duvarının kalınlaşması ve elastikiyetinin azalması ile deveran eden kanın damar cidarında toplanmasına neden olabilir. Oluşan darlıklar üzerinde plaklar meydana gelir. Bu plaklar da beyine pıhtı atılması ile sonuçlanabilir. Ateroskleroz için risk altında olan tüm bireyler, beyin damarlarına pıhtı atılması için de risk altındadır. Kolesterol yüksekliği, tansiyon yüksekliği, diyabet hastalığı, sigara kullanımı ve elbette genetik yatkınlık varlığında ateroskleroz ve akabinde beyine pıhtı atılması görülebilir. Ancak ateroskleroz olmadan da bazı kan hastalıklarında, kanın pıhtılaşma bozukluklarında, kanın pıhtılaşma eğiliminin arttığı gebelik ya da bazı kanser tiplerinde de damarlarda pıhtı oluşumu gözlenebilir” uyarısında bulundu. Bu belirtiler pıhtı atmasına işaret edebilir Damarlardan pıhtı atmasının en sık 50-70 yaş aralığında görülmekle birlikte, her yaşta görülebileceğini belirten Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, beyne pıhtı atması durumunda çeşitli bulguların görülebileceğini söyledi. Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, bu belirtiler arasında en sık rastlanılanları özetledi: • Vücudun tek tarafında yüz, kol ve/veya bacakta olan hissizlik ve/veya kuvvet kaybı • Bilinç bulanıklığı veya konuşma ve/veya anlamada güçlük • Yürüme güçlüğü, baş dönmesi, denge ve koordinasyon kaybı • Tek veya iki taraflı görme kaybı • Şiddetli baş ağrısı Pıhtı atması Geçici İskemik Atak ya da inmeyle sonuçlanabilir Beyne pıhtı atmasının iki şekilde sonuçlanabileceğini belirten Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, “Bunlardan birincisi Geçici İskemik Atak (GİA) olarak adlandırdığımız kan akımının bir süreliğine kesilip sonra tekrar düzelmesi durumudur. Kişi dakikalar/saatler içinde düzelebilir. Burada kalıcı bir sekel beklenmez ancak kesinlikle selim bir durum değildir. GİA şaşmaz olarak her zaman inme habercisidir, dikkate alınmalı ve tedavi başlanmalıdır” uyarısında bulundu. İkinci klinik tablonun ise inme olduğunu belirten Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, “Damarın kalıcı olarak tıkanması nedeniyle beyinde kan akımının kesilmesi ve beyinde kanlanamayan alanda hücre kaybı ve kalıcı hasara neden olur” dedi. Pıhtıya bağlı inmeler tedavi edilebilir mi? Beyne pıhtı atmasının bir nörolojik  acil durum olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, “İlk 4,5 saat çok kritiktir. Hasta semptomları başladıktan sonraki ilk 4.5 saatte en yakın sağlık kuruluşuna transfer edildiği taktirde, eğer tedaviye mani bir durumu yoksa tPA adını verdiğimiz pıhtı eritici bir ilaçla pıhtı eritilerek kalıcı hasarsız ya da minimal hasarla tedavi edilme şansı yakalar. Hastanın semptomlarının başlangıç saati bilinmiyorsa örneğin hasta uykuda inme geçirmiş ve sabah bu şekilde uyanmışsa ya da yalnız yaşıyor ve bir şekilde hastaya ulaşıldığında tedavi penceresi aşılmışsa tPA uygulanamaz. Bu şartlarda oluşmuş hasarı düzeltebilecek bir tedavi yoktur” diye konuştu. Bir kez inme geçiren kişinin tekrar inme geçirme riskinin, sağlıklı bireylere göre her zaman daha yüksek olduğunu kaydeden Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, “Bu açıdan sekonder (ikincil) koruma tedavisi dediğimiz tekrar inme geçirmesini önlemeye yönelik tedavi düzenlenir” dedi. Kalp ve beyin damarları düzenli olarak kontrol edilmeli Pıhtı ve inmelerin önlenmesi için yapılması gerekenler hakkında bilgi veren ve alınması gereken tedbirlere dikkat çeken Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, önerilerini şöyle sıraladı: “Burada esas olan primer (birincil) koruma olmalıdır yani hasta hiç inme geçirmeden önce koruyucu tedavi altına alınmalıdır. Özellikle 50 yaşından sonra ama genel olarak tüm bireylerde tansiyon, kolesterol, kan şekerleri kontrol altında olmalı, birey sağlık durumuna uygun beslenmelidir. Beyne pıhtı atmasının ana kaynakları olan kalp ve beyin damarları kontrolleri düzenli yapılmalıdır. Boyun damarlarındaki darlık ve tıkanlamalara dikkat! Kalpte ritm bozuklukları, geçirilmiş kalp kapak ameliyatları, doğumsal kalp delikleri vb. durumunda hekimin uygun gördüğü ve reçetelediği kan sulandırıcı ilaçlar düzenli kullanılmalıdır. Aynı şekilde boyun damarlarındaki darlık ve tıkanmalar titizlikle ele alınmaldıır. Her koşulda sigaradan uzak durulmalı Boyun damarları içinde en sık şah damarlarından pıhtı atma ile karşılaşmaktayız. Darlıklar yüzde 70’in altındaysa ilaçla medikal tedavi, beslenme tarzı değişiklikleri önerilirken; yüzde 70’in üstündeki darlıklarda damara girişim (anjioplasti, stent vb.) uygulanmalıdır. Her koşulda sigaradan uzak durulmalı ve Akdeniz tipi beslenme benimsenmelidir. Sonuç olarak inme bir tıbbi acil durumdur. Kendiniz ve çevrenizde inme semptomları görülmesi durumunda lütfen derhal 112’yi arayınız.”
Damarlardan pıhtı atmasının en sık 50-70 yaş aralığında görülmekle birlikte, her yaşta görülebileceğini belirten İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, beyne pıhtı atması durumunda çeşitli bulguların görülebileceğini söyledi. Beyne pıhtı atmasının bir nörolojik acil durum olduğunu belirten Prof. Dr. Topçuoğlu, müdahalede ilk 4,5 saatin çok kritik olduğuna dikkat çekti. Özellikle 50 yaşından sonra ama genel olarak tüm bireylerde tansiyon, kolesterol, kan şekerleri kontrol altında olması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Topçuoğlu, bireyin sağlık durumuna uygun beslenmesi gerektiğini, beyne pıhtı atmasının ana kaynakları olan kalp ve beyin damarları kontrollerinin düzenli yapılmasını tavsiye etti.

İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, damarlarda pıhtı oluşması ve inme riskine ilişkin değerlendirmede bulundu.

Pıhtının iki yolu var

Beyin damarlarına atılan pıhtının temelde iki yolu olduğunu belirten Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, “Bunlardan ilki kalpten atılan pıhtılar diğeri ise damarlardan atılan pıhtılardır” dedi.

Pıhtı oluşmasının pek çok nedeni var

Damarlarda pıhtı oluşmasının nedenlerine değinen Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, “Ateroskleroz (damar sertliği) damar duvarının kalınlaşması ve elastikiyetinin azalması ile deveran eden kanın damar cidarında toplanmasına neden olabilir. Oluşan darlıklar üzerinde plaklar meydana gelir. Bu plaklar da beyine pıhtı atılması ile sonuçlanabilir. Ateroskleroz için risk altında olan tüm bireyler, beyin damarlarına pıhtı atılması için de risk altındadır. Kolesterol yüksekliği, tansiyon yüksekliği, diyabet hastalığı, sigara kullanımı ve elbette genetik yatkınlık varlığında ateroskleroz ve akabinde beyine pıhtı atılması görülebilir. Ancak ateroskleroz olmadan da bazı kan hastalıklarında, kanın pıhtılaşma bozukluklarında, kanın pıhtılaşma eğiliminin arttığı gebelik ya da bazı kanser tiplerinde de damarlarda pıhtı oluşumu gözlenebilir” uyarısında bulundu.

Bu belirtiler pıhtı atmasına işaret edebilir

Damarlardan pıhtı atmasının en sık 50-70 yaş aralığında görülmekle birlikte, her yaşta görülebileceğini belirten Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, beyne pıhtı atması durumunda çeşitli bulguların görülebileceğini söyledi. Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, bu belirtiler arasında en sık rastlanılanları özetledi:

• Vücudun tek tarafında yüz, kol ve/veya bacakta olan hissizlik ve/veya kuvvet kaybı

• Bilinç bulanıklığı veya konuşma ve/veya anlamada güçlük

• Yürüme güçlüğü, baş dönmesi, denge ve koordinasyon kaybı

• Tek veya iki taraflı görme kaybı

• Şiddetli baş ağrısı

Pıhtı atması Geçici İskemik Atak ya da inmeyle sonuçlanabilir

Beyne pıhtı atmasının iki şekilde sonuçlanabileceğini belirten Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, “Bunlardan birincisi Geçici İskemik Atak (GİA) olarak adlandırdığımız kan akımının bir süreliğine kesilip sonra tekrar düzelmesi durumudur. Kişi dakikalar/saatler içinde düzelebilir. Burada kalıcı bir sekel beklenmez ancak kesinlikle selim bir durum değildir. GİA şaşmaz olarak her zaman inme habercisidir, dikkate alınmalı ve tedavi başlanmalıdır” uyarısında bulundu.

İkinci klinik tablonun ise inme olduğunu belirten Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, “Damarın kalıcı olarak tıkanması nedeniyle beyinde kan akımının kesilmesi ve beyinde kanlanamayan alanda hücre kaybı ve kalıcı hasara neden olur” dedi.

Pıhtıya bağlı inmeler tedavi edilebilir mi?

Beyne pıhtı atmasının bir nörolojik  acil durum olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, “İlk 4,5 saat çok kritiktir. Hasta semptomları başladıktan sonraki ilk 4.5 saatte en yakın sağlık kuruluşuna transfer edildiği taktirde, eğer tedaviye mani bir durumu yoksa tPA adını verdiğimiz pıhtı eritici bir ilaçla pıhtı eritilerek kalıcı hasarsız ya da minimal hasarla tedavi edilme şansı yakalar. Hastanın semptomlarının başlangıç saati bilinmiyorsa örneğin hasta uykuda inme geçirmiş ve sabah bu şekilde uyanmışsa ya da yalnız yaşıyor ve bir şekilde hastaya ulaşıldığında tedavi penceresi aşılmışsa tPA uygulanamaz. Bu şartlarda oluşmuş hasarı düzeltebilecek bir tedavi yoktur” diye konuştu.

Bir kez inme geçiren kişinin tekrar inme geçirme riskinin, sağlıklı bireylere göre her zaman daha yüksek olduğunu kaydeden Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, “Bu açıdan sekonder (ikincil) koruma tedavisi dediğimiz tekrar inme geçirmesini önlemeye yönelik tedavi düzenlenir” dedi.

Kalp ve beyin damarları düzenli olarak kontrol edilmeli

Pıhtı ve inmelerin önlenmesi için yapılması gerekenler hakkında bilgi veren ve alınması gereken tedbirlere dikkat çeken Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, önerilerini şöyle sıraladı:

“Burada esas olan primer (birincil) koruma olmalıdır yani hasta hiç inme geçirmeden önce koruyucu tedavi altına alınmalıdır. Özellikle 50 yaşından sonra ama genel olarak tüm bireylerde tansiyon, kolesterol, kan şekerleri kontrol altında olmalı, birey sağlık durumuna uygun beslenmelidir. Beyne pıhtı atmasının ana kaynakları olan kalp ve beyin damarları kontrolleri düzenli yapılmalıdır.

Boyun damarlarındaki darlık ve tıkanlamalara dikkat!

Kalpte ritm bozuklukları, geçirilmiş kalp kapak ameliyatları, doğumsal kalp delikleri vb. durumunda hekimin uygun gördüğü ve reçetelediği kan sulandırıcı ilaçlar düzenli kullanılmalıdır. Aynı şekilde boyun damarlarındaki darlık ve tıkanmalar titizlikle ele alınmaldıır.

Her koşulda sigaradan uzak durulmalı

Boyun damarları içinde en sık şah damarlarından pıhtı atma ile karşılaşmaktayız. Darlıklar yüzde 70’in altındaysa ilaçla medikal tedavi, beslenme tarzı değişiklikleri önerilirken; yüzde 70’in üstündeki darlıklarda damara girişim (anjioplasti, stent vb.) uygulanmalıdır. Her koşulda sigaradan uzak durulmalı ve Akdeniz tipi beslenme benimsenmelidir. Sonuç olarak inme bir tıbbi acil durumdur. Kendiniz ve çevrenizde inme semptomları görülmesi durumunda lütfen derhal 112’yi arayınız.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve milletgazetesi27.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.