HASAN ÖZTÜRKMEN: GAZİANTEP'TE AYAKKABI SEKTÖRÜ ALARM VERİYOR
Cumhuriyetimizin 100. yılında Türkiye’nin ihracatının 500 milyar dolar olması hedeflenirken, İhracatçı kent kimliğine sahip Gaziantep’in de ihracatının 30 milyar dolar olması hedeflenmişti.
2008 yılından bu yana Gaziantep Ticaret Odası ve Gaziantep Sanayi Odası Başkanları sürekli olarak 2023 hedeflerini 30 Milyar Dolar olarak belirlediler.
Gaziantep’in 2020 yılında 8 milyar dolar olan ihracatı ilk defa 2021 yılında 10 milyar doları aşarak 10 milyar 92 milyon 909 bin dolar oldu. Kent ihracatı, 2022'de 10 milyar 514 milyon 677 bin dolar olarak kayda geçti.
2023 yılına gelindiğinde Türkiye’nin ihracatı 255 milyar 777 milyon dolarda kalırken Gaziantep’in ihracatı ise 10 milyar 71 milyon dolara geriledi.
Gaziantep’in ihracatı 2024 yılında düşüşe devam ederek 9 milyar 990 milyon 853 bin dolarda kaldı.
Rekabet gücü zayıflayan, finansmana erişemeyen, maliyet baskısıyla çarkları durmaksızın çalıştıran ihracatçılarımızı kutluyorum. Ancak rakamlardaki düşüş sorgulanmalı.
Pandemi dönemi, savaşlar, bölgemizde yaşanan 6 şubat depremi, iktidarın tutarsız ekonomik politikaları, ülkemizde olduğu gibi Gaziantep’i de hedeflerinin çok gerisinde bıraktı.
Gaziantep’in potansiyeli büyük, Gaziantepli inatçıdır. Üreticiyi rahatlatacak ve ihracatı güçlendirecek adımların ivedilikle atılmalıdır.
Gaziantep’in en güçlü olduğu gıda, tekstil, hazır giyim, ayakkabı sektörlerinin Çin başta olmak üzere Mısır, Vietnam, Hindistan gibi Uzak Doğu ülkeleri ile rekabet edemez hale geldi.
KONKORDATO İLANLARI
Ülke genelinde ekonomik krizin etkileri giderek derinleşirken, Gaziantep'teki firmalar da bu durumdan nasibini alıyor. 2024 yılında Gaziantep’te onlarca firma konkordato ilan etti. Yani borçlarını ödeyecek imkandan uzak, iflasın eşiğine geldiler. Özellikle tekstil sektörünün lokomotifi firmalardan gelen konkordato haberleri, "Gaziantep OSB'de neler oluyor" sorusunu gündeme getirdi.
Ekonomistler, eğer mevcut ekonomik koşullar iyileşmezse, 2025'te daha fazla firmanın konkordato ilan etmek zorunda kalabileceğini öngörüyor. Bu süreç, hem şehrin hem de ülkenin ekonomik geleceği açısından belirsizlikler barındırıyor.
AYAKKABI SEKTÖRÜ
Gaziantep, ayakkabı üretiminde İstanbul’dan sonra ikinci sırada yer alırken, Türkiye’nin terlik, deri ve spor ayakkabı ihracatının yaklaşık yüzde 20’si Gaziantep’teki üreticiler tarafından karşılanıyor.
Avrupa’dan Orta Doğu’ya, Afrika’dan Asya’ya dünyanın farklı coğrafyalarında deri ve spor ayakkabı ile terlik ihtiyacının önemli bir bölümü, Gaziantep’ten karşılanıyor.
Gaziantep’te ayakkabı sektörü, bin 200 ayakkabı, 400 terlik, 200 yan sanayi imalatçısı ve 80 bin çalışanıyla 33 farklı sektörü içerisinde barındırıyor.
Türkiye’de her üç ayakkabıdan biri Gaziantep’teki firmalar tarafından üretiliyor.
Ancak bu güzel tablo, tersine dönmeye başladı.
Yüksek üretim maliyetleri ve artan ithalat ile üretimden istihdama her alanda büyük kan kaybeden ayakkabı sanayicisi, zor günlerden geçiyor.
Gaziantep’te onlarca yıldır önemli geçim kaynakları arasında yer alan ayakkabıcılık sektörü, geçtiğimiz yıl kaygı verici derecede küçüldü.
Her fabrika bir kaledir ve bu kaleleri kaybetme riskiyle karşı karşıyayız.
Sektör yüzde 50 kapasite ile çalışıyor.
Ayakkabı ve terlik sektörü 2024 yılından umduğunu bulamadı. İhracatın yüzde 30 oranında azaldığı sektörde ithalat ise yüzde 100’ün üzerinde artış gösterdi.
Gaziantep ayakkabı sektörü, ihracatının yüzde 65’ini 200 metrekarenin altında faaliyet gösteren küçük atölyelerimiz tarafından gerçekleştirildi. Ancak bu atölyelerimiz paraya ulaşmada sıkıntı yaşıyor.
Artan kiralar, üreticinin belini büküyor. Kiradan işçiliğe, enerjiden hammaddeye gelen zamlar, ayakkabı ve terlik sektörünü son iki cari açık veren sektör konumuna getirdi.
Gaziantep’in ayakkabı ihracatı sürekli bir büyüme halindeydi. Geçen seneye kadar.
2023 yılında 172 milyon dolarlık ihracat gerçekleşmişti. Geçtiğimiz yılın ilk on ayında 97 milyon dolara kadar düştü.
Yıl sonu rakamlarının, geçen senenin çok altında olacağı malum. Yüzde 35’lik düşüş, üzerinde durulmalı.
Pansuman çözümlerle sorunlar giderilemez.
EKONOMİDE ERDOĞAN NE DEDİYSE TERSİ ÇIKTI
AKP iktidarı, her seçim sürecinde Cumhuriyetin 100. Yılı olan 2023’de 500 milyar dolarlık ihracat hedefini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, defalarca 2023 yılında ihracatın 500 milyar dolar seviyelerine çıkacağını müjdeledi. Gaziantep için bu hedef 30 milyar dolardı.
Ne dedilerse tersi çıktı. Cumhuriyetimizin 100. Yılında bu hedeflerin hiçbiri tutmadı. Geride bıraktığımız 2024 yılında da ekonomideki tablo daha da kötüleşti.
2024'te mal ihracatı 262 milyar dolarla, hedefin yarısını ancak yakalayabildi.
“İhracattaki ileri ve yüksek teknolojili ürünlerin payını %20’ye çıkaracağız." dedi.
İhracattaki ileri ve yüksek teknolojili ürünlerin payı yüzde 3 buçuk.
“Kişi başı geliri 25 bin dolara çıkaracağız” dedi.
Milli gelir, hedeflenenin yarısının bile altında.
"İşsizliği %5’e indireceğiz." dedi.
İşsizlik oranı TÜİK’in hormonlu rakamlarına göre bile yüzde 8.5. Gerçek işsizliğin bunun çok çok üstünde olduğunu biliyoruz.
"Büyüme oranlarını sürdürülebilir olarak ortalama %7’ler seviyesine yükselteceğiz." dedi.
Büyüme rakamları istikrarsız ve hedeflenenden çok uzak.
"Yüksek Hızlı Demiryolu Hattı uzunluğunu 2023’e kadar 10 bin kilometreye çıkaracağız." dedi.
2024 itibarıyla toplam yüksek hızlı demiryolu hattı uzunluğu 2 bin 251 kilometre. Yani hedeflenenin dörtte biri bile değil.
"2023'te yoksulluk yüzde 10’ların altına kalıcı bir biçimde düşürülecektir." dedi.
TÜİK rakamına göre bile sürekli yoksulluk oranı 13.7.
Gerçekte nüfusun yüzde 37,6'sının yani 32 milyon 150 bin kişinin ise yoksulluk sınırının altında yaşadığı görülmektedir.
“Enflasyonu tek haneye indireceğiz” dedi.
Yıllık enflasyon TÜİK'e göre yüzde 44,33, ENAG'a göre ise yüzde 83,4.
TÜİK’in sahte rakamları üzerinden emekçilere üç kuruşluk zamlar yapıldı.
Dün en düşük emekli aylıkları belli oldu. 14 bin 469 lira.
Emeklilerimiz, emekçilerimiz, asgari ücretliler, çiftçiler, esnaflar büyük sıkıntılar çekiyor. Sıkıntıların kökünde adaletsizlik var. Sıkıntıların kökünde Adaletsiz Kandırma Partisi var.
Bu iktidar gelir adaletini sağlayamadığı gibi, hiçbir alanda adaleti savunmuyor. Zenginler servetine servet katarken yoksullar eziliyor.