BİYOENERJİST VE KÖŞE YAZARI EBRU YAZICI YAZDI: YANINDAKİYLE YAŞAYIP AKLINDAKİYLE ÖLENLERİN PERDE ARKASI...
Sizce gördüğümüz her şey gördüklerimizden ve sandıklarımızdan ibaretmi?
Gerçek hayatta yansıtılan her şey gerçek hayat kadar açık ve netmi? Yoksa bu hikayede yanan yanındakimi? Aklındakimi?
Bunu size özetle anlatayım. Adama soruyorlar: "Hayatındaki kadınla el ele, göz göze sosyal medyada fotoğraf paylaşıyorsun, aşk sözcükleri yazıyorsun. Birde üstüne evlilik yoluna giriyorsun. Bu kadına olan Aşkını neye borçlusun?"
Adamdan gelen cevap:
-"Hayatımdaki kadını aslında sevmiyorum. Aklımda olan kadını seviyorum ve ona nispeten aşk dolu mutluluk pozları paylaşıyorum.
Görenler mutlu sanıyor. Oysa içimdeki hırs maziye bir misilleme atıyor" diyor.
Diyeceğimi o ki: Bu yaşanmış hayat hikayesinden özetle ele alacak olursak, Kadın - Erkek Fark etmeksizin Bazı insanlar yanındakiyle yaşıyor ama aklındakiyle ölüyor.
Her verilen aşk pozları gerçeği yansıtmayabiliyor.
Objektife yansıyan mutluluk görüntüsü kimi zaman maziye serzeniş olabiliyor. Ne kadarda acı değil mi? Yanındaki sevildiğini ve sevildiği için paylaşıldığını sanıyor. Oysa sevilmiyor. Aşkın ve hırsın insana ne yaptıracağını kestirmek zor olabiliyor.